Şüphesiz ki Montessori denilince birçoğumuzun aklına ahşap oyuncaklar ya da çocukların kendi kendine çıkıp-inmesi için yerden yataklar, boy hizalarında olan raflar geliyordur.
Halbuki Montessori’nin çok daha geniş bir tanımı ve bununla birlikte savunduğu görüşleri var.
Görüyorum ki çocuklarımızın eğitim ve öğretim yıllarında “Montessori Okulları” ile sıklıkla karşılaşacağız, zira artık ülkemizde de bu öğrenme yaklaşımı bir hayli yaygınlaştı.
İçindekiler
Montessori Yöntemi Nedir
Bu yöntem; her çocuğun kendine özgü gelişim hızıyla uyumlu olarak aktif öğrenmeyi, bağımsızlığı ve işbirliğini esas alan bir öğrenme yaklaşımıdır. Özetle bu öğrenme yönteminde bireysellik ve bağımsızlık ön planda…
Yöntem
Günümüzde Montessori denilince akla küçük çocuklar gelse de aslında 18 yaşına kadar olan tüm çocuklar için tasarlanan bir yaklaşımdır.
Çocuklar, merak ve öğrenme odaklı olarak doğarlar. Bu sebepledir ki Montessori yaklaşımı, çocuğun bireysel gelişim hızıyla uyumlu olarak gerçekleşmesini “olması gereken” bir süreç olarak görür ve belirli bilgi parçalarına ulaşmaktan ziyade, tüm yönlerini vurgulayan bütünsel bir yaklaşım sergiler.
Montessori okullarındaki çocuklar, özel olarak tasarlanmış materyallerle çalışarak öğrenirler.
2.
Tüm okullar uzun, kesintisiz çalışma sürelerine sahiptir (genellikle yaşına bağlı olarak 2-3 saat). Çocuklar 30 dakika Matematik ve 30 dakika Dil dersine girmek yerine, tüm dersleri içeren bir sınıfta öğleden önce ve öğleden sonra olarak uzun derslere girerler. Bu uzun süre,çocukların malzemelere derinlenmesine odaklanmalarına ve yoğun konsantrasyona ulaşmalarına izin verir.
4. Akademik Dersler
Okullar matematik, dil ve bilime ek olarak, diğer iki akademik alanı içerir: pratik yaşam ve duyusal öğrenme.
Pratik Yaşam
Duyusal Öğrenme
Montessori sınıflarındaki çocukların, sınıf içerisinde arkadaşlarının dikkatini bozmalarına ya da bu gibi şeyler yapmalarına izin verilmez ancak, hangi dersi ne zaman yapacağına kendileri karar verir.
Bir Montessori sınıfında her bir öğrenci farklı akademik düzeyde olabilir. Öğretmenler grup dersleri vermek yerine, her bir öğrenciye seviyesine ve ihtiyacına bağlı olarak bire bir ders verir.
Bu durum kulağa inanılmaz geliyor olsa bile,bu öğrenme yaklaşımında mümkündür. Çünkü çocuklar büyük ölçüde bağımsız olarak çalışırlar, günün büyük kısmı pratik yaparak geçer.
8. Eğitim Ortamı
Sınıflar, “Hazır ortam” olarak adlandırılırlar. Sınıf içerisindeki tüm eşyalar çocukların bağımsız olarak araştırıp, öğrenmesi için ulaşabilecekleri boylarda ve sistemde tasarlanmıştır.
Montessori öğretmenleri çocukları gözlemlemekte ve o sırada çocukların ilgi ve ihtiyaçlarını karşılamak için raflara hangi materyallerin yerleştirileceğine karar vermektedirler.
Dünyanın geleceği olan çocuklara öncelikle barışın ve barış sağlamanın önemini öğretmek gerekiyordu. Ve bu nedenle öğrenciler bu sistemde
Özet olarak denilebilir ki, bu yaklaşımında tüm çocukların ilgi alanları ve bireysel güçleri üzerine yoğunlaşılır. Çocuklar dünyayı, yaşama biçimlerini keşfetmeyi ve tüm bunlara saygı duymayı öğrenir.
Bu yazımızda anlattığımız Montessori Felsefesi hakkında bir çok bilgiye bu konuda oluşturulan platform üzerinden ulaşabilirsiniz. Montessori Felsefesi Platformu: http://
Diğer yazılarımı okuyabilmek için BURAYA tıklayabilirsiniz.
Sevgiler
Tam araştırmalarım üzerine gelen bir yazı oldu bu. Çok teşekkürler. Bursadaki okullarıda yazacak misiniz?
Esra Hanım çok teşekkürler, eğer mümkün olursa ülke genelinde bir yazı yazmayı planlıyorum. Umarım becerebilirim 🙂
Her açıdan çok faydalı bir yazı olmuş
Çok teşekkür ederiz 🙂