Uyku, ne kadar kıymetli hepimiz için. Uyku sevmeyen insanların bile sağlık açısından belirli saatler arasında, belirli sürelerle uyuması; vücudunu, zihnini dinlendirmesi gerekiyor. Bebekler ve çocuklar için zaten uyusun da büyüsün demiyor muyuz? Ben de çoğu anne gibi uyku konusuna takıldım gittim. Doğduğundan beri aman uyusun, zamanında uyusun, yeteri kadar uyusun diye kendimi boğdum. Şüphesiz ki, her ebeveynin bir uyku eğitimi ya da uyku denemesi vardır. İşte buda bizimkisi…
İçindekiler
Uyku Eğitimine Yöneliş
Oğlum doğumundan dördüncü ayına kadar geceleri sadece 1 kere uyanır, emerdi. Kimselere söylemezdim, nazar değecek diye 🙂 Gündüz uykuları fena değildi ama kucakta sallanarak. Doktoruna sorardım, gündüz pek uyumuyor diye, o da “gece uyuyor ya yetmez mi” derdi. O zamanlar aklımdan hiç uyku eğitimi geçmemişti. Ama hep sallayarak uyutuyorduk o ayrı. Her şey 4 . ayına gelene kadar güzeldi. Uykular ne olduysa bozuldu, biz perişan olmaya başladık. Akşam yatırıyoruz defalarca ağlayarak uyanıyor. Uykuya geçişleri zorlaşmaya başladı. 3-5 kilo iken sallıyorsun ama büyüdükçe durum işkence haline dönmeye başlıyor ve kısır döngü başlıyor. Uyumadıkça öfkeleniyorsun, öfkelendikçe uyumuyor.
Bu arada bende lohusa sendromuyla başlayan strese bağlı hastalıklar durumu iyice çıkmaza sokmaya başladı. Çok gergin, dinlemeye daha çok ihtiyacı olan bir insan oldum. 5. ayımızda kendimi uyku eğitimi araştırmaya başlamış olarak buldum. İlk başta dünyaca ünlü uyku eğitimcilerden sertifika almış (ama eğitimi buna hiç uygun olmayan) kişilerin sistemlerini araştırdım. Birkaç seminere gittim. Evet dedim, bunu yapabilirim.
Eğitime 6. ayımızda başlamaya karar verdim, eşimde destek olacaktı. Rutinleri yaptıktan sonra bebeğimi yatağa koydum, yanında oturmaya başladım. Uyumaya çalışıyor, döndükçe terliyor, ağlıyor, ağladıkça terliyor. Ama yapacaktım! Yaklaşık 2 saat ağladı ve uyudu. Yorgunluktan bayılıp uyumuş da olabilir. Eşim dayanamadı, destek olmaktan vazgeçti. Bir yanım şiddetli vicdan azabı. Madem başladım devam edeyim dedim, 6 gün boyunca böyle yanında oturarak bekledim, sarıldım, sevdim. 6.günün sonundan ağlama süresi 1.5 saate kadar düştü! Bir yandan da bu sözde uyku eğitimcilerden bilgi almak istiyorum ama anlaşma yapmayı teklif ediyorlar. Çünkü psikolojik alt yapısı yok bu kişilerin, sadece sistem ve para odaklılar.
Vazgeçtim
Vazgeçtim… oğlumu ağlatmaktan vazgeçtim, çok vicdan azabı çektim, pişman oldum. Ama bunu sözde uyku eğitimcilere sorarsanız, bu sürece “bebeğimi ağlatma olarak bakmayın” diyeceklerdir. Sürecimiz 8. aya kadar yine eski sistem ile devam etti. Sallayarak uyutmalar, ağlayarak uyanmalar… Bu noktada psikolojik olarak yıpranışlarımız artarak devam etti. Bu arada devam eden geniz akıntısı gibi bir sıkıntımız daha vardı. Geceleri oturup oğlumun çıkardığı sesleri dinliyor olarak buluyordum kendimi. Doktoruna galiba bu geniz akıntısı uyandırıyor gibi diyorum, her ay kontrol ediyor, hasta değil diyordu. 8. Ayın sonunda ALERJİK galiba dedi. Tam 4 ay boyunca çocukta, biz de perişan olduk. Alerji ilacı başladık, oğlum mışıl mışıl uyumaya başladı. Ama hala gündüz uykularında sallanma isteği, sallamayı bırakınca uyanma devam ediyordu. Gece alerji ilacı içmese onunda devam edeceğine emindim. 8. ayında uyku eğitimi için başka bir görüş almak istedim. Ama bu sefer alt yapısı insandan anlayan, psikolog olan birini seçtim. Güvenli bağlanmayı destekleyen yöntemleri vardı. Ama ilk görüşmeden bir şeyi fark etti, oğlumun ufacık bir sese tepki vermesi durumunu! Bu vesileyle duyu bütünlemeyle tanışmış oldum. Duyusal bir hassasiyeti varsa kendi sisteminin de başarılı olamayacağından bahsetti. Olmadı da..
Duyu Bütünleme
Araştırmaya başladım, bu konuda uzman birinin seminerine katıldım. Seminerde kısaca bahsedip görüşünü sordum, “14 aylık bebek için henüz erken, takip edin” dedi. Ama okuduğum her şey oğlumla uyuşuyordu. 19. Ayında ilk görüşmemizi yaptık. Her konuda biraz hassasiyeti olduğu tespit edildi. 4 seans terapi aldık, ev ödevlerimizi sıkı çalıştık. Kısa sürede çok rahatlama yaşadık. Hem oğlum adına, hem de bizim adımıza güzel şeyler olmaya başladı. Uykularda bu işten nasibini aldı. Büyük oranda rahatladık.
Uyumayan bebeklerimizi uyku sevmiyor gibi düşünmemiz lazım. Büyüklerin söylediği basma kalıp laflarla bebek uykularını yönlendirmeyelim, toplum baskısına (benim gibi) yenik düşmeyelim. En ama en büyük tavsiyem sebebini anlamadan uyku eğitimi kesinlikle verilmemesidir. Alerji, uykuyu bozan çok önemli bir sağlık sorunudur. Tespit edilmesi zor olabiliyor. Ayrıca duyusal hassasiyetleri olan bebekler veya çocuklarında uykuya geçişleri zor olabiliyor. Uzman görüşü almadan bebeklerimizi de, kendimizi de perişan etmeyelim. Eğer hiçbir sağlık sorunu yoksa denemek tabi ki sizin kararınız.
Herkese sağlıklı ve huzurlu uykular.
Diğer yazılarıma ulaşabilmek için buraya,
www.tatlibirtelas.com Instagram hesabına ulaşabilmek için buraya tıklayabilirsiniz.
Bebeğim 5 aylık. Uyku eğitimi düşünüyordum ama ağlatmaya da kiyamiyorim. Anlaştığım kişi çocuğu hiç gormeden yani nasıl bir bebek oldugunu bilmeden telefon ile benimle konuşarak cozecegini düşünüyor. Bu beni açıkçası geri itiyor. Ama çok da caresizim artık tükendim uykusuzluktan
Merhaba Esra, aslında mesele ağlatıp – ağlatmama değil. Ağlamak bebekleri rahatlatan, uykuya geçişi rahatlatan bir durum olarak görülüyor. Bu konuda Aletha Solter ‘in kitaplarını önerebilirim. Uykuya geçişini, uykuda kalmasını engelleyen başka faktörler gözardı edilmemeli diye kendi deneyimimden bahsettim. Bol uykulu geceler dilerim…