Pandemi günlerine aşina olmaya çalıştığımız, “acaba bu yaşananlar rüya mı” dediğimiz, sadece bedenlerimizin değil ruhlarımızın da karantinaya alındığı bu zor günler…
Bedenimizin karantina günlerine alışmaya çalıştığı şu dönem, hepimiz kendimizi sorguladık, geçmişi ele alıp süzgeçten geçirdik. Öfke, nefret, sevinç, hüzün bütün duygularımızın sebeplerini derinlerde aradık. Bu kısa yaşamda barışmaya, affetmeye vaktin olmadı belki, yahut düşünmek için bu kadar kafanı dinlediğin bir karantina günü daha yaşamadın. İşte sana fırsat güzel insan!! Yaşadığımız bu karantina günlerinde omuzlarınızdaki yükü hafifletmeye affetmek ile başlamaya ne dersin?
Affetmek Nedir?
Affetmemek insanın hayatını olumsuz yönde etkileyen ve yaşamını yıpratan bir etken. Hepimizin hayatlarında affedemediği veya affetmekte zorlandığı insanlar olmuştur eminim…
Affetmek nedir? Ya da ne değildir? öncelikle bunu bilmek gerekir. Genellikle affetmenin nefret edilen kişiyi suçsuz bulmak anlamına geldiğini düşünürüz. Oysa affetmek, geçmişteki olumsuz anıların yükünden kurtulmak, olumsuz duyguların yaşamınızı kontrol etmesine son vermek demektir. Affetmek düşünülenin aksine, bir hatayı görmezden gelmek demek değildir. Yaşanan deneyimleri unutmak anlamına da gelmez. Tam tersi yaşananları bir ders olarak görmek ve aynı tuzaklara düşmemektir. Başkalarını affedemeyen bir insan sürekli kendini de eleştirir, kendi hatalarını affetmekte de zorlanır, kendi hatalarını büyütüp kendine hesap sorar durumdadır çoğu zaman.
”İnsanlar bana kötülük yapsın bende affedeyim, öyle şey olur mu?” dediğinizi duyar gibiyim.
Hayat Kısa
Bu bakış açısını değiştirmenin zamanı gelmedi mi sizce? Hayat çok kısa…
Karşımızdaki bireye besleyeceğimiz nefretin yaşamdan zevk almamızı engelleyeceğini düşünüyorum. Ve maalesef bu en başta bizim kendi bedenimize uyguladığımız bir yanlış. Sadece o ana, o duruma odaklanıp insanların güzel yanlarını göremediğimizi düşünüyorum. Hiç düşündünüz mü affederek, aslında bir bakıma geçmişin etkisinden kurtuluyor ve özgürleşiyorsunuz. Eğer bu yönde bir yaklaşımla derinlemesine düşünürsek ”Affetmek” konusu hiçbirimiz için düşündüğünüz kadar zor bir hal almayacaktır. Affetmediğimiz kişiyi zihnimize hapsettiğimizi, zihnimizin devamlı o kişi ile meşgul olduğunu, o hataya tutsak olduğumuzu kendimize hatırlatarak ‘affedememek’ kısmının çokta zor olmadığını düşünmenizi sağlayın.
O halde gelin bugün bir kez daha affedemediklerimiz nelerdi diye düşünelim. Karşı taraf için olmasa bile kendi ruh sağlığımız için affedelim…
Unutmayalım ki yaşam bir tane. Yaşamı anlamlı ve iç huzur ile geçirmekte bizlerin elinde.
Sevgiyle kalın…
Diğer yazılarıma ulaşabilmek için buraya,
Web siteme ulaşabilmek için buraya,
Instagram hesabıma ulaşabilmek için buraya,
www.tatlibirtelas.com Instagram hesabına ulaşabilmek için ise buraya tıklayabilirsiniz.
